Günler her zamanki
gibiydi. Pencereyi açıyor temiz havayı içime çekmeye çalışıyordum. Ama ciğerime
dolan kilometrelerce ötedeki birinin kokusu oluyordu. Üst komşunun yaptığı
yumurtalı ekmek kokusu tüm odalara yayılıyor ve boğazımı gaz gibi yakıyordu.
hangi kapıyı açsam karşıma uçsuz bucaksız bir yalnızlık çıkıyordu. Hiç
hatırlamam o olmadan yemek yediğimi. Karşıma bir tabak daha koyuyordum. Genelde
içi boş olurdu. Benim tabağım gibi.. Yemek yemeyerek onu geri getirebileceğime
inanıyordum. Bu mutlak bir yanılsamaydı. Odaya giren ışık teninden süzülürdü.
Ve yastığım beni hiç terk etmemişti onun gibi. Yalnızlaştığımı bir kez daha
fark ettim. Bu fark etmeler bitmek tükenmek bilmiyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder