28 Nisan 2012 Cumartesi

Günler her zamanki gibiydi. Pencereyi açıyor temiz havayı içime çekmeye çalışıyordum. Ama ciğerime dolan kilometrelerce ötedeki birinin kokusu oluyordu. Üst komşunun yaptığı yumurtalı ekmek kokusu tüm odalara yayılıyor ve boğazımı gaz gibi yakıyordu. hangi kapıyı açsam karşıma uçsuz bucaksız bir yalnızlık çıkıyordu. Hiç hatırlamam o olmadan yemek yediğimi. Karşıma bir tabak daha koyuyordum. Genelde içi boş olurdu. Benim tabağım gibi.. Yemek yemeyerek onu geri getirebileceğime inanıyordum. Bu mutlak bir yanılsamaydı. Odaya giren ışık teninden süzülürdü. Ve yastığım beni hiç terk etmemişti onun gibi. Yalnızlaştığımı bir kez daha fark ettim. Bu fark etmeler bitmek tükenmek bilmiyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder